Twitter

Salı, Temmuz 28, 2015

barış!

Savaştan bahsediyordu adam. "Savaş evimize kadar girdi." diyordu. Düşündüm, içimden gelen bir şeydi bunu düşünmek. Kilitlenen soğuk misafir odalarında, misafire saklanan yemek takımlarında, kalabalıklarda kibar tenhada kabalaşanlarda ya da zaten insanlıktan nasibini almamışlarda. Savaş saatlerce kesilen suda mesela. Dizden bir karış yukarı çizilen hatta. Kapının önüne atılan çöpte. sana ait olmadığı halde açtığın zarfta. Komşunun senden büyük olan memesinde savaş. Memesinin içindeki henüz haberdar olmadığı o sinsi kitlede. Savaş bakılmayan bir aile albümünde. Gülümseyen insanların içinden kesilmiş bir surette. Artık görüş(e)mediğin her insan ayrı bir cephe. "Savaş kibirde, gururda, kinde ve kıskançlıkta" dedi adam. Taktığın tüm maskelerin altında. Çıkarıp astığın duvarın içinde. Hatta kaldığında kendinle. Sevmeyi unuttuğun yerde, sevmenin sevilmekten büyük olduğunu unutuşunda... "Kendini kapattığın mağara senin kalbin" dedi adam. Ve hepsinin haritası farklı farklı. Buldum onu, içeri girdim. Çok soğuktu ve aynı zamanda çok sıcak. Savaştan yeni çıkılmıştı. Bir şey, savaşı başlattığı gibi bitirmişti de. Onun peşine düştüm.

Hiç yorum yok: