Sıla!
Her şeyden önce diksiyonu ve direksiyonu şahane kadın.
Diksiyonunun kusursuzluğu ağzından çıkan her kelimeyi ve kelimeyi oluşturan tüm sesleri ya tokat gibi çarpıyor suratımıza ya da sırtımızı sıvazlıyor usulca. Çünkü müzik kulaktan kalbe akan en çok kaynak. Müthiş derecede mutlu oluyorum dinlerken... Var olsun. Diksiyonu bu kadar mühimsediği için bir teşekkür.
Bazı anlarımızda direksiyonun başına oturuyor -sanırım gerçek hayatta ehliyeti yoktu- Buna inat yazarken, söylerken, gülerken... Çok iyi kırıyor direksiyonu, kimine ıska kimine ısrar.
Biz birbirini hiç tanımayan mürettebat. Sıla kaptan. Sağ olsun.
Varalım Yeni Ay’a... Ben Vaveyla tutkunu olarak algıda seçiciliğimin kurbanı oldum sanırım ama değinmeden geçemeyeceğim. Söz düğümdü, kor olmuş çoktan. İyi gelen zaman artık hercai... Ve başımızın tacı Leyla.
Kaleme akan iki gözden can’a varıldıysa... Bir yerdeyiz işte hepimiz. Neresi?
Sıla, hiçbir güzelliğini gölgelemesin isteriz. Hiçbir
güzelliği gölgelenmesin yerindeyiz. Yerinden şüpheye düşmesin. Kendine dair
şeyleri de esirgemesin mesela. Kendinden başkaya da eyvallahı olmasın dileriz. Öyledir
çünkü. Ayrı seviliyor bilsin... Nasıl ki sözcükleri-ve şiirimsileri- insanlara
sevdirdi, daha güzel -kendi gibi- videoları da bize hediye etsin.
Bence biz, bir gün dışarıda yemek yemeyelim, bir gün
sabahtan akşama masa başında günümüzü satalım, bir gün el emeği göz nuru bir şey
yapalım, bir gün son maaşımızdan bir yirmilik ayıralım, bir gün hediye
tercihimizi ondan yana yapalım ve gidip albümü -kendi emeğimizle değiş tokuş yapar
gibi- satın alalım.
Böylesi daha güzel.
Yakın zamanda, ön saflarda
Görüşmek dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder